DİĞER
“Büyülü Dağ İsviçre Alpleri’nde, Davos gibi bir yükseltide, bir sanatoryumda geçer; Zero K ise bunun tersi gibi duran bir mekânda, Orta Asya platosuna “gömülmüş” bir tesiste geçmektedir büyük kısmıyla. Birinin amacı sağaltmaktır (ama hastaların ateşi hiç 39’un altına düşmez); ötekiyse önce öldürüp sonra diriltmek gibi bir hedef gütmektedir. İki romanda da temel problematik, kişilerin girişeceği hayati kumar aynıdır: Sözlerin, düşüncelerin ve simgelerin dünyasından iradi bir hamleyle çıkarak eylemin, saf edimin alanına geçebilmek.”
"Bellek nedir ve gücü neye yeter? Kimlik, hatta kişilik – bunlar tercihe bağlı olarak çarşıdan alınabilir mi, Ross’un ad değiştirmesinde olduğu gibi? 'Bizden öncekiler kendi kendilerini yeniden icat edemediler' demişti Turgut Uyar 1950’li yıllarda, seleflerinin yeni şiirin eşiğinde durakalışlarından söz ederken – o sırada hiç kimsenin kullanmadığı bu deyimin zamanla bir alışveriş mantra’sına indirgeneceğini öngörebilir miydi?"
Romanlarda, öykülerde, filmlerde, oyunlarda, insanların düşüncelerinde, sorularında hâlâ yaşıyor John F. Kennedy. Çünkü “İnsanlar ölebilir, uluslar yükselip düşebilir ama fikirler yaşar.”
Asıl mesele, tarihi kafa karışıklığından kurtarmak değil, tersine, tarihin kafa karışıklığını olabildiğince açık etmek, ortaya çıkartmak, tarihten şüphe etmeyi önermek ve daima sorgulamayı hatırlatmak...
“…bu savaştan en ufak bir zevk almıyorum.”
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık